Feb 28, 2009

dun neler oldu? varan 2

Galatasaray, o igrenc formali Bordeaux'ya 4 atti; daha ne olsun?! Ama ecel terleri dokturdu takim alayimiza. Benim farkim maci bolumde adina "Grad Student Computer Lab" dedikleri yerde izlememdi. %1000 eminim ki bu oda insanlar pis islerini gorsunler, birbirlerine yumulsunlar diye var bolumde! topu topu 10 metrekare, cam yok, 2 bilgisayar, bi telefon, Lacan ve Freud dolu bi kitaplik (eh bu odaya da bu ikisi yakisir) bi kanepe, kanepede yapmaktan sikilanlar icin de bi masa mevcut. iceri pat diye girilmesin die ilaveten kapi da sifreli...miss
Kanka kalibre insan S ile  maclari burda izleyebilecegimizi kesfedince, mac gunu tatli bi heyecan sariyor beni haliyle. Bordeaux macini tek basima izliiceim ve daha kotusu ilk yariyi kaciracaim asikar oldugu icin kosarak ve ritmik kufurler ederek ikinci yariya yetistim.
HOhoho, durum 2-1 acar acmaz de 3-1 oldu...keyif gicir...maci da bi ingiliz kanalindan izlediim icin daha da bi havaya girdim, pesisira ingilizce kufurleri siralimakla mesgulum. Mac 3-3 olunca artik ayakta izlemeye basladim stressten, 30 yasinda hala genc yetenek olan Sabri beyler golu atip skoru 4-3 cevirince, o gazla havaya sicrayan ben "yes, yessss! seen that you son of a b*tch, gordun mu lan gordun mu a...k... o...c..." diye cigligi koyverivermisim (kendine feminist diyen erkek arkadasiniza/manitaniza mac seyrettirin, siradan alt-sinif kahvehane erkeginden farki kalmaz; yannis anlasilmasin, kahvehane erkegini degil, kendini bi halt sanan arkadasa lafim! erkekler de lutfen feminist olmasin, pro-feminist olsun -- bi seyde de kadinlarin isine burnunuzu sokmayin layn!). sandalye bi tarafa, masaya vurunca bilgisayarin hoparlorleri bi tarafa gitti. bi yandan da "biri duyduysa rezil olurum" endisi ile golun tekrarina bakamiyorum....
Ozetle, kimse bagirisimi duymamis ama odadan cikip halkin arasina karistiimda mac stresinden hala  ellerim titrediinden, e galiba biraz da betim benzim attigindan ilk rastlayan H "aa nooldu, hasta mi oldun" diye sordu. Olani biteni anlatinca da "yakisir!" mealinden tebrik etti, gerisi malumunuz, kutlamaya kayak merkezine aktik...

dun neler oldu? varan 1

Neler olmadi ki...3 saatte tam 30 santim kar yagdi. aazimiz acik camdan disari tipiyi seyrederken bi tek ben "hohoho, yasasin!" naralari atarak tek kisilik sevinc yumagi olusturmakla mesguldum. neden? cunku persembeleri kayak gunu, ve kar kayakcinin en birinnci dostu. Ama yagan kar degil "duran duran" kar! Gel de bunu, " kayaga gidelim de gidelim" diye tutturan H'ye anlat. Teamuldur, kar yagarken, hele ruzgar ve tipi varken kayilmaz, edep ile beklenir. Bole gaz bi insanla olunca teamul ve adap islemiyor haliyle. Ikincisi, taze kar (toz kar-powder snow), eger ayaginizda toz kar ya da free style kayaklar yoksa sizi yavaslatiriz ve isin zevkini kacirir. 
Neyse gittik mekana, goz gozu gormuyor, tipi ve kar var. standart pistler haliyle kesmeyince "black diamond"a gectik. fakat pist pust boardcilar yuzunden karman curman edildiginden hoplamali ziplamali kaymak zorunda kaldik. Once kemkum ettik ama soora "ulan yoksa?!" die rampalarin ve kucuk atlama tepelerinin oldugu "park"a sektik. atladik, zipladik, dusmeden gunu tamamladik. gece sonunda H ile aramda sole bi dialog gecti, chair liftte:
M: yuzumde, bisey var mi?
H: sayabildigim kadariyla 5 tane buz kubu var sakalinda. dur gostericem bekle...
M: Ayna mi tasiosun yaninda?
H: yok ya fotonu cekicem (ceker)...bak
M: Oha, bu ne yahu? neanderthal olmusum resmen!
Soora bu arkadas, resmi yolla deyince "e ben onu sildim" die karsilik verir. Guzelsin, akillisin, e bu yaptigin ne simdi? 

Feb 25, 2009

yala bakalim

basliga bakip edepsizlik yapmayin lan hemen! mevzumuz mektup...mehmet demirkol yazmis gecen: "facebook'um yok, yukarda bi mail adresi yaziyor ama mail atmayin cunku bana ulasmaz, yazmak istiyorsaniz mektup yollayin" diye. Sevdigimiz bi abimiz de (marcos derler chiapas dolaylarinda) "iyi dostlar mektupla gelir" diye buyurmustu. "ah o guzel eski gunner, nerde o hos sedalar" gibi kokusmus ozlem naralari atmiicam, en nihayetinde mektup da mihadini doldurmak uzere olan bir medyum. Yanniz! yeni bi islevi var: adamolcer o artik. Yazin bi sevdiginize, saydiginiza mektup; cevap yazip yazmadigina gore, sirf yazmis olmak icin yazip yazmadigina gore (ki bunu herkes anlar, kimse aptal degil) degerlendirin. neticede ya adina plaket caktirirsiniz ya da adinin uzerini cizersiniz. bi kere denedim, inanin ise yariyor.
Email zamani "mektup da mektup" die zirlamak biraz safdillik, inkar etsem bile biraz da nostaljik zirilti ama yazma uslubumuzu sekillendirdigi icin bu gune kadar, bence feci dikkate deger bisey mektup yazmak, almak (bi de paket almak var o da dadindan yenmez). bi daha mektup yazdigimiz gibi yazamayacagiz o acik, zannimca bunu anladigimiz icin mektubun ne derece carpici bir "iletisim" oldugunu ortadan kaybolmasina yakin farkettik. Bu hem iyi, hem kotu.Kotu cunku, eh biraz yazik oldu (en sahane kitaplar anilar, gunlukler, mektuplar degil midir hem?); iyi cunku artik mektup yazmak, dedigim gibi, politik bir eylem oldu, adam olcer! Cunku eski usul bi emek meselesi var ortada, cok asamali: hazirlama-yazma-yalama-postalama-elden ele gecme-ulasma. ve burda bu sureclerin birden fazlasinda yer aldigimiz/alabilecegimizi bildigimiz icin bu emek sureci elimizde kalan bize hala "buyulu" gelen ender uretim/tuketim alanlarindan biri. garibiz iste, kendimizin becerebildigi seyler bizi acaip buyuleyebilirken, her gecen gun aracili seylere sarip kendi kendimizin buyusunu bozuyoruz -- Weber'e goz kirpiyorum dikkat. Onun icin sizin bu emeginize saygi gosteren, isin parcasi olan, buyuyu yayan gercekten dikkate deger bi insandir.
Uzun zamandir mektup almadin mi (aman sakin amerikan kart yollama/alma ritueliyle karistirma) o zaman sevdiim dediin yahut dost belledigin insanlardan suphe etme vaktidir. Supheyi de oldurmenin tek yolu da mektup. yaz-yala-yolla-olc-bic...hem de acimadan!
P.S.: mektubun arapca k-t-b (katib, kitap, mekteb...) seslerinden turedigini, bunun icin mektubun kendisinin bizatihi "yazi" anlamina geldigini soylememe bilmem gerek var mi? bu fikri derrida'dan arakladim, hehe...bu yaziya da peanut'in son postu vesile oldu. orijinallige prim vermem, vereni sevmem, ustelik bi de topluluk icinde kucuk dusururum!

Feb 22, 2009

Senin baban bi banka soyguncusuydu yavrum!


Evet senin baban bi banka soyguncuydu, ama kimsenin canina kastetmedi. Sadece boyle yasamayi sevdi o, bi de senin parani calmayi! Bize kalsa hepimiz masum cicekleriz degil mi? kotu belledigimiz "yok artik, bu kadar da olmaz canim" dedigimiz, kizdigimiz, sovdugumuz olaylarda hic payimiz yok degil mi? sutten cikmis ak (bok?) kasigiz hepimiz...biz, annemiz, babamiz, kardeslerimiz...
Degil! hic degil! ufak bi matematik bile artik umrumuzda bile olmayan koskoca kita afrikada olenlerin hayatlarina ne derece kastettigimizi gosterir -- uzerine ahkam kestigimiz, nasi isledigini adimiz gibi bildigimizi  zannettigimiz "kapitalizm" bizden gayri bisey degil mi?Doktor babalarimiz, ogretmen annelerimiz, bize sefkatlerini ihsan edenler ve biz masum ayaklarina yatanlar, alakamiz olmadigini iddia ettigimiz her vahsetin mumessili degiliz degil mi? Herseyden de biz sorumlu degiliz, neseyle ve zevkle gecirdigimiz her dakka birilerinin acilarinin sebebi degil degil mi? sahane bi sosyal unutma bilincimiz var -- ki bu olmasa bu suclarla nasil yasardik bilemiyorum. 
Onun icin bugunler radikal sorumlulugun zamani, hicbir seyi kendimiz basarmadik ve her sey bizim yuzumuzden oldu ve oluyor diye dusunmenin vaktidir.
Bu soylediklerim puriten ahlak safsatalari olarak cinlayabilir kulaklarimizda...evet puriten ama her bicimde dinsel ahlakin sorumluluktan kactigi bu zamanda bu puritenlik inanc meselesi diil tavir meselesi sekerim! israrla puriten etik, sapkin sorumluluk bilinci ve allahsizlik zamani. korkacak ne var? dunya dedigimiz acilar alemi bileklerimizdeki 2 ufak cizige bakmiyor mu? 
p.s.: baslik ve mantik the Clash "bankrobber"dan ozenle araklanmistir, bu da kivanc vesilesidir!  

Feb 20, 2009

"would you be my rocknroll queen?" or how to be a poseur.

Ben de bir album ya da filme dadaninca cilkini cikaranlardanim. Son dalgam RocknRolla, Guy Ritchie abimizden... diger filmleriyle falan kiyaslamiicam ya da filmden bahsetmiicem ama son 2 haftada filme, soundtrackine, iskoc aksanina, gerard butler'a saglam mesai harcadim. Cok maskulen bi film, siddet girla ama iste bu da rocknroll bea! ufaktan bi rockrolla-ozentisi hafta gecirmeyi denedim: beni ekonomik anlamda resmen bitirdi, kariyer anlaminda tembellige itti. Cok para, gozu karalik ve her daim enseni kolluyacak kankalarin yaninda olmadan bu is zor.
Peki o olumcul soruyu sorayim, bi kitaba, albume ya da filme -- film karakterine yonelik obsesyon niye? yapamadigimiz ama yapmak istedigimiz seyleri yaptiklari, aklimizda olan ama dilimizin bi turlu donmedigi seyleri anlattiklari icin mi? kuvvetle muhtemel...benim de payima bu filmden gerard butler dustu. ii bi oyuncu oldugunu seziodum, pozcunun onde gideni oldugunu tahmin ediodum, komik bi adam olduu belliydi (boktan rollerine raamen) onun icin bekledigimden fazlasini buldum. lakin bu ne pozculuk be abim?! bir roportajda "would you call yourself lover or fighter?" sorusuna "fighter" diye karsilik verilir mi lan? tabi kasin birini kaldirirak ve ikisini de catarak boyle bi tercih yapmak seni potensiyel lover yapacagindan cok cakalca bi cevap.
kendim de posuer oldugum icin biliyorum, yalaniniza ve oynadiginiz poza ne kadar kaptirir ve inanirsaniz o kadar cok samimi ve eglenceli bi insan olursunuz. Onun icin poseur olucaksaniz Gerard Butler gibi olun (nasil pozcu olunmaz icin bkz fatih terim) o derece ki Glasgow Universitesi Hukuku birincilikle bitirmek, okulun incisi olmak yetmesin, aktor olmaya kasin! Onun icin poseur olmak ile Rockrolla olmak arasinda cizgi falan yok!
Peki nasil Rocknrolla olunur, diye soranlar icin Archie aktariyor: 
"People ask a question. What's a RocknRolla? And I tell them it's not about drums, drugs and hospital drips. Oh, no. There's more there than that, my friend. We all like a bit of the good life. Some, the money. Some, the drugs. Others the sex game, the glamour or the fame. But a RocknRolla, oh, he's different. Why? Because a real RocknRolla wants the fucking lot."

sezonu da actik allaan izniyle!


hatta neredeyse kapaticam ama yazmak boynumun borcu. Alp disiplini kayak mevzumuz, yahut turkcesi ile bayir asagi, ecnebinin tabiriyle downhill skiing. neden onemli kayak? ustsinif eelencesi oldugu icin mi?yo burda, golf gibi hatta daha bircok sey gibi orta (vasati kullanilsa daha super olmaz mi? ortasinif olup da vasat olmayan kac kisi taniosunuz?) sinif aktivitesi. Bundan 2 sene evvel kayak merkezi olan en boktan insanlarla en pirlanta insanlarin bir arada yasadigi bir sehrimizin universitesinde calisirken basladi kayak macerasi, onemliydi zira "fasizmle mucadele taktigimdi!" Bu dedigime kiciyla gulenler hakli, Ankarada devrimci arkadaslarima yakinirken tasindigim o sehirdeki insanlarin, universitenin cogunlugunun nasil fasist oldugunu anlatirken, kanka kalibre arkadasim "bi sorsaniza fasizmle nasil mucadele ediyor" diye kiskirtinca ortaligi "kayaga giderek!" diye karsilik vermistim. Kayak merkezi okula yakin, malzeme bedava olunca "ben bi hava almaya cikiim" diip solugu dagda aliodum. Bi yil boyle takildim, kimse de cakmadi, yapmam gereken bicok isi ya savsakladim ya da yapmadim. Yapmak mecburiyetinde olmadigim seyleri de duzgun yaparak "ii cocuk, caliskan" sifatini kaptim bolece. Onun icin kayakla aramda duygusal bir bag var, anlayin...

slalom'a kasiorum...hedefim budur. bugun feci yuvarlandim ama dusmeyi  ii bildiim icin (metafor olarak da okuyun ama gercekten lisedeyken sandik ustunden milyon kere dustugumu ama kafayi gozu yarmadigimi butun donem bilir) dangalak snowboardcularin bile takdirini kazanmis oldum. guzel bi bayansaniz, yahut muhabbeti saalam bi devrimci size de "dusmeyi" ogretirim, ii biliyorum diiceim ender seylerden biri cunku.

Feb 10, 2009

y'all shall die!


Gecen ofise daldigim da adimin zikredigildigini isittim: "himm, dedikodu" reseptorlerim fullforce acildi tabi. "e ne demisim soora" diye dedikoducularin onune atlayinca birden dokulduler haliyle. Iclerinden, Meg diyelim, erkek arkadasina hani hepimizin manitalarimiza sordugu o aptalca sorulardan sormus: " kar firtinasinda bi kulubede mahzur kaldigimi farz et, yanimda da bi erkek arkadasim olucak, hangisinin olmasini istersin?" erkek ya da disi bu sorunun gayesi "bakalim kimler potansiyel alfa male/female, kimlerden beni kiskanio" olcmektir ekseriyetle. ama hetero erkekler bu soruya genelde potansiyel rakiplerinin adini cevap olarak vermezler. Arkadasimiz, hadi ona da Mike diyelim, "maksimov ile basbasa kalmani yeglerim" deyu cevap vermis. dedikodu malzemesi olmamin sebebi de bu imis. buyur burdan yak...tabi Meg "gecen sefer bizde iken yaptigin sean connery taklidin  bunda etkili oldu bence ama Mike seni cok seviyooo demek ki" demesi ile benim "seninki beni sevio galiba" demem bir oldu. Ilave bilgi: iskoc aksaninin hastasiyim, sarhojken bi sean connery taklidi patlativerdim yapisti kaldi ustume.
kanka mertebesinden bi arkadas "bu irkcilik, adam seni gocmen oldugun icin potansiyel olarak impotent goruyo bence"die buyurdu. ben ayni durumda buyuk penisli oldugunu tahmin ettigim arkadaslarimin manitamla ayni mekanda kalmamasini yegleyecegimi soyleyip "ben hintli ya da zenci arkadasim varsa onunla ayni adaya dusmesini istemesem, bak bu irkcilik olur" deyu karsilik verdim.
Milletin beni sevip sevmemesi pek de ipledigim bi mesele degil acikcasi, ama "cheerful" ile baslayan yakistirmalar bu hadde vardi...tamam varilan had ile cok da bi meselem yok ama "evimizin gelini" "mahallemizin ii cocugu" die anilmak istemem -- kabul gorme korkum var (sosyolog arkadaslar buyurun burdan yakin). hissettigim ile davranislarim arasinda bayaa bi orantisizlik mezhu bahis annicaaniz. bana has degil herkeste olmali boylesi.
Ozetle bana kalsa ben 3kaatci bi pevezenk, poseur'un onde gideni, yufka yurekli dangalak, ve tahammulsuz bi picim. isinize gelirse, yoksa alayinizin bi tetiklik cani var (harbi poseurum, panige kapilmayin hemen)!

Ilk ve Son


Bisey yaptim...normalde gocmenlerle ozdeslestirilen ama "gocmensen yapicaksan" listesine eklemek zinhar aklima gelmeyen bisey. elimi oynatmadan 3-5 bisey kazandim, ama burdan soz yemin olsun bi da yapmiicam.
Tasarlamadim bile, anlik oldu ihtiyac dahilinde. tereciye tere satmak gibi oldu ama teknik anlamda oldu iste. hem ulan torunlara anlatacak bisey iste, hanginiz yapti ki? yapan beri gelsin.
Ama gecen gene uyardilar, "bak o kanadali, catidan kovsalar bacadan geri gelir ama sen? i-i?" soora bunu diyen arkadas arabada salya sumuk bana agladi "ben bole bi insan degildim diye." beni kovabilir sevgili departmentofhomelandsecurity ama en azindan bana o isten soora " u saved the nite brotha" diyenler, senin gibi "yaninda aglayalabilirim di me" diye soran guzel ama kirilgan midwest kadinlari var. senin kimin var be annem? hani ben gocmendim, yalnizdim burda? hepimiz beter gocmusuz...darilmak, gocmeni suclamak yok bunu suratiniza soyleyince.
Ona da soyledim "ihtiyac dahilinde ise numaram sende var..."

Feb 8, 2009

Allah Belani Versin Minnesota Eyaleti!

Nasi olur yahu?! Nasil olur da benim Minnesota eyaletine 135dolar borcum olur?! Birbirinden kiymetli 3 saatimi vergi iadesi isine gommus durumdayim, yirtiniorum hesap ustune hesap katakulli ustune katakulli ceviriyorum...yok, sanli eyaletimizden vergi iadesi beklerken bi de borclu cikiorum ustune. GEcen sene 3 ay kalip 400 kayme vergi iadesi aldigima gore duz hesap icler dislar bu sene 1000 dolara yakin toslarim diodum ama ice donduk resmen.
Anlayabilmis diilim, arabaya binmem, toplutasima ile bisiklet tekerlekleri ve ayaklarim disinda vesayit tanimam. Evdekilere maskara olucak sekilde herseyi recycle etme derdindeyim, e ulan et de yemiyorum. ustune ustluk elimden geldigince bu eyaletin cocuklarina yol yordam gostermeye de calisiyorum...ben sana naaptim lan Minnesota, naaptim?! matrahi nedir, vergi affi ne zaman cikar onu de bari...

Feb 3, 2009

namaza gittim, gelicem

ayrilmayin bi yere! bu hafta donuyorum...