Apr 30, 2009

abi sizin meslek ne?

Bizim meslek canim, lafazanlik!
Ben alti ya da ustu farketmez orta sinifa dair herseyden tiksiniorum, adi gibi vasati bir sinif olduu icin. Ha soranlar olucaktir "sen nesin ki yavsak" deyu, cevabim muglak olur. belki orta sinif mensubuyum ve bunun icin ait olduum cenah midemi bulandirio; yahut diilim. diil isem bunda meslegim (ya da ilerdeki muhtemel meslegim demeli, en doorusu) rol oynamaktadir.
alt sinif (working class) kulturune sempati beslediim dogru ve bunun pseudo-devrimcilikle zerre alakasi yok. mesele altsiniflarin kendileri ile barisik olmasinda yatior, sinif atlama cabasi olmadiindan hayat zorluklarindan yaraticilik cikaran (hayatin eamuga koyan dielim) insanlar bunlar. Aristokratik ust siniflar da benim icin en az altsinif kadar cekiciler cunku onlar da hayatin emuga sahane koyan cemaatin mensublari. E peki orta sinif? yirtma derdinde olanlar, altsiniflari beenmeyip bok atan, ustsinifa ozenen, onlari kiskanan vasatlar yigini. tarz yoksunu
dangalaklar surusu. Ve Amerika dunyanin en buyuk ortasinif ulkesi, belki de ortasinif demokrasisinin en kralini uygulayan memleket.
Meslegime gelelim, bugun ultra aristokratik bi ortamda alaman felsefesinden girip psikoanalizden cikan gayet aymaz ve elit tartisma grubumuzda zevkten dort kose olmamin nedeni de budur: akademi fevkalade aristokrasi replikasi, ahlaksiz, vakti bol uckaatcilar yigini. begenileri, ukalaliklari ortasinif kulturunden keskin sekilde ayrilanlar. eger bu benim meslegim olacaksa ilerde, ben bu oyunda varim! Orta sinifin yedi ceddine, ya hertarafim dovmeli bi kamyon soforu olurum bu ulkede ya da ayakkabisi ile kemerini denklestirmeden evden cikmayan bi akademik yavsak. belki de en guzeli ikisi arasinda sekip, ortasinifa toptan sirt cevirmektir. bu 3. ihtimal uzerine daha cok vakit harcamak lazim. Aristokrat olup, altsiniflarla kimler kardes olmus, onun cevabi da tarihte. bi acip bakin.
Eger hali vakti yerinde, okumus bi insan iken arabesk ile huzunlenen, dizilere mesai harcayan bir sahis iseniz ve ustune ustluk arabesk ugruna kendini jiletleyenlere, popstar ile yatip kalkanlara bok atiosaniz, kusura bakmayin ama asil sizin yolunuz bok yolu! Cifte kavrulmussunuz siz, ki bu da en kotusu: Turk Orta sinifi! 

a specific act of violence

Bugun cebime gelen mesajda, 4:30'a kadar bulunduum binanin polis tarafindan tahliye edilecegi, gerekcenin de "belirgin bir siddet eylemine" dair ihrar oldugu yaziodu. Amerikan gencligi arasinda en populer sporun sinif arkadaslari uzerine sarjor bosaltmak oldugu vakia-i ayyuka, de ulan saat ne is? adam "aga ben okulu havaya ucurucam su saatte" falan mi dedi? ole ise sadece 3 binanin bosaltilmasi sacma. e "okulu taricam aksam namazindan once" demis olsa yine sadece 3 binanin bosaltilmasi sacma. Ne dedi bu arkadas, ya da ihbarci "biz bir grup kizgin erkek/kadin su 3 binada onumuze cikan herkesi 4:30dan soora tokatliicaz" gibi bisey demis olmalari lazim ki, hadise "a specific act of violence" olsun.
bu ihbarci/bombaci arkadas saolsun, en sevdiim biralarin olduu mekanda alaman feylosofisi tartismis olduk sayesinde. ki bu da diger konuyaa gecmeye sevk eder beni, o da yukarda. 

Apr 29, 2009

vekile cakan baltali ilahe misin be kadin?

Bu istek yazi gibi olucak birazcik. Haliyle bi kisim "e lil'sista nooldu?" "yesil gozlu ne oldu?" minvalinde ma-gaz-insel sorularla meraklarini aktardilar. Olmadi! Ozetle...
Ama detay onemli, kendisi beni portland'a ugurladiktan sonra donuste sirra kadem basti. Ya da soole diim "sen de lil'sista ciktin be yavrum" dediim zat, golgesinin icinden elinde baltayla cikti ve "uyariyorum, kafani yaricam, canin aciicak" kelamini sarfetti; lakin ben de sahane bi cuneyt arkin hamlesi ile yakaladim baltayi, centilmence tokalasarak (ellerimizle deil) yollarimizi ayirdik.
Sirra kadem bastigi sure boyunca beni sinir, gerginlik ve can sikintisi basti. Cuma gunu "cts kahve icelim bi yerlerde" dedi. Cts sabahi "ben gelemiicem coktan 3 tane bloody marry ictim, yarin bulusak" dedi (dikkat tehlike gelior). Zati muhteremi sahaneyi gormeden gecen tam bir haftanin sonunda su eyalet meclisinde calisan disi ev arkadasim mesai arkadaslarini bizim eve partiye caardi. Beseri kompozisyon soyle: vekiller, lobiciler, avukatlar. mekansal ve sinifsal olarak ikiye bolunduk hemen. Tuvalet ve takim elbise giyenler salonda kokteyl icerken (tasrali minnesotali ev arkadasimin ust sinifa oynama cabalarina da ayrica deginiciim) kot ve gomlek giyen erkek ev arkadasim ve ben arka bahcede bira icip mangal yelleme gorevine carptirildik. Sikayetci miyiz, asla...
Gece 12, mutfakta shaker sallanirken lil'sista zil zurna sarhoj, kafasinda kamyoncu sapkasi, dudaginin ustunde takma biyik, ve boynunda el kadar gecici bir kus dovmesi ile davet edilmedii partiye arzi endam eyledi! arka bahcedeki kicimin kenari seckin konuklari iceri kacirdi, benimle alay etti. sabah 9dan beri icki ictigini soyledi, bi ton baska sey anlatti. soylemeye gerek var mi ultra sekerdi! soora gitti.
Pazar sabah telefon etti, ozur diledi yaptiklari ve son 2 atraksionumuzu iptal ettii icin. "mesele deil" die gecistirdim, "yok ya partiye nese kattin sadece 'insanlara cok sikicisiniz' demeseydin keske" die ekledim. yann tiersen konserine gittik, bir hafta sonunda manita olmak icin birbirimize karsi cok riskli tipler, ama ortaligi birbirine katma husunda avengers tadinda bir ikili olabilecegimiz sonucuna vardik. Benim acimdan ogretici, onun acisindan eglenceli oldu zannimca. Working class Midwest kadinlari mi? hala cekiciler ama simdilik mesafeliyim. Az kalsin asik oluodum, allah korudu, ucuz atlattim. ya da bir arkadasin dedigi gibi "belki de o beni kendisinden korudu." Ilahe sifatini da bunun icin kazandi iste.
Kendisine Portland'dan getirdiim hediyenin ne olduunu da merak edene soylerim, umuma acik deil.
Sarki secimi ise hic rastlanti deil, "sucker, mothafucka" gibi ici dolu laflari kim soylerse iice urpeririz? Norah Jones, eet.

ever trip? oh yeah...

geri geliyorum...hepimize soz. Canim sikkindi, ve oyle iken ben yazamam. sadece muzikle ertelerim, gecmesini beklerim sikkinligin. bu surecte, saolsunlar, yardimci oldular. geri donmeme sebep biraz da onlar (bi de su, saolsun), yoksa ben salteri indirmek uzereydim toptan.
Asagidaki seslerin tamami yasayan en iyi erkek vokal Mike Patton'a ait. Kendisi de koyvermeme mani olmus, uzerimde emegi sonsuz bi aabimdir.

Apr 15, 2009

mis portland

Daralmak ne kelime, depar ata ata gittim portland'a. cunku yesil gozlu arkadasimiz yola cikmadan bi gece once (himm?!) "olur mu sen git gel, hem o kadar para verdin" diyerek beni "iktisatli amerigan kadini bole bisey olsa gerek" saskinligina itse de, ferahlik doldurmayi becerdi yureeme. bi de "ne getireyim sie?" soruma "portland'in lezbiyeni, evsizi, kahvesi ve yaamuru meshur; ya kahve icen bi lezbiyen ya da islanmis bi evsiz getir; olmadi keci getir [hala nedenini anlamadiim ama israrci bi keci sevgisi var]" die cevap verince "ah pek bi nuktedansin" karsiligimi kahkaalarim bogdu...lakin sonuna kadar hakli imis kendisi!
hemen soyleyeyim portland super sehir. bi kere sehir, minneapolis gibi downtown ve suburblerden olusmuyo. herkes sehir merkezi ve etrafinda yuksek olmayan apartmanlarda yahut mansion tarzi evlerde yasio. downtown hep hareketli ve insan dolu (gercekten cogu lezbiyen ciftler ve evsizler). hipster/punk yuvasi, urban hip ve street fashion mahallesi Hawthorne trendin mekani. eger tabi trend sizin icin dayaklik bi hipster olmak ise. kentin
bi kismi asiri zengin (bkz intel, nike, columbia), gerisi hipster, punk ve evsizlerden ibaret. tabi butun kent bu zenginlerin damak zevkine uygun bi playground olarak tasarlanmis gibi. heryer tertemiz, herkes sik (punklar dahil!), hersey hip! iste bu noktada evsizler bence portland'in yarattigi bu asiri sterillii dagitan tek sey ama her yerdeler onlar da. neredeyse kaldirimda uzerlerine basmamak icin sicraya sicraya gezmek zorunda kaliosun. ben yine de meydani olan ve insanlarin orda toplandigi sehirleri maca 1-0 onde baslatirim. bu gittigimde okyanusu butunuyle goremesem de portland'in merkeze 40 dakka uzakliktaki pasifike bagli bir deniz kenti olmasi da skoru 2-0 yapar.
Tabi yaamur! ben kapali havalarda bunalim olan insanlardan degilim, bilakis eelencek daa cok sey bulabiliorum. hele portland gibi agac kapli ufak tepelerden olusmus bi kentte etraf cicek kokulariynan kapli ise yagmurdan, neseden neseye sevk olurum. Oldum da...tabi bir kisim tatsizliklar olmadi diil (ev arkadasi problemleri, arkadasin, kariyerini italyada topcu olmaya adamis manitasinin ayagini sakatlayip iltihaptan ates yapmasi gibi). Soora turbonegro Hawthorne Theatre'da caldi, kasvet pek guzel dagildi. Benim yanima da pembis bi grup tisortu ve denizci sapkasi kar kaldi.
Siklik, sagliklilik, sterillik girla portland'ta. bu bizim murderapolis'in farki da burda zaten. Minneapolis midwest, portland seattle ozentisi olmakla suclanan pasifik. Burda herkes corn-fed iskandinav, iri
-uzun. aa bi de ne goreyim portland'ta herkes pek kucucuk pek mini mini. ben kendime kisa, baskalari bana siska derken, orda resmen kalipli abi oluverdim. bi de soguk memleket olunca biz burda gercekten farkinda olmadan herseyi yagli soslu yiyomusuz. Portland'ta insanlara minnesotalilarin eyalet fuarinda herseyi kizartma olarak yedigini soylediim de "haha koyluler sizi! bi de eyalet fuariniz mi var?" die makaraya alindim. Evet, portland'ta tasra yok; burda var. Orda herkes hip, burda downtown yuppieleri, uptown hipsterlari ve Seward punklari haric herkes minnesota ya da eyalet takimlarindan birinin tisortunu giyen suburb insani. iirenc mi geldi kulaga? Ole belki ama portland'ta yasasam aaz burun giriseceim hipster sayisi aklima geldikce susup koseme cekilip tamami ghetto olduu iddia edilen kentim minneapolis'i sevmeden de edemiyorum.

Apr 9, 2009

pis portland

Cok deil, bundan bi-2 yil once bana deselerdi ki turbonegro konserine biletin olucak ve portland'a ucup izliiceksin konseri ama bi yandan canin gitmek istemiicek, aklin birinde kalicak (!) ve daralicaksin; iste ben bunu dieyeni "haci bi gelsene" die kuytu bi koseye caarip hafif tartaklayip cevremden ebedi uzaklastirirdim. Atalar sizin 7ceddinizi..! yine hakli ciktiniz pezevenkler...buyuk konusmiicaksin hic bi zaman.

Apr 8, 2009

vekil ile akmak?

Araya bi iki tatsiz gelisme bi de coook tatli (lil'sista) bi gelisme girince mevzuumdan geri kaldim ama strike back eyliyorum. Ama tersten gidicem guncel olandan eski olana.
Ev arkadasimin dogum gunuydu bugun, downtown'da TheShoutHouse die feci bi mekana akmak istemis is arkadaslari ile. Kendisi eyalet meclisinde 2 temsilcinin sekreterligini yapiyor, yani isten ayni kidem arkadaslarini bekliyordum haliyle. Nerden bileyim vekil abiler de icmeye gelicek? kot pantelon goynek gelmisler, sifir kodamanlik emaresi. Bi de bana oyle sorular soruyo ki abi, ben "oha super eleman feci kafa" deyip muhabbet harliyorum ama aklima hic gelmio vekil olabilecegi. Ha gelse ne olur? umrumda olmaz ama bir iki yerde "oh hell yeah" die kaptirivermem ve lil'sista'nin (ben caardim hemen geldi, sahane diil mi?) gaziyla vekil amcaya sahnedeki pianist abilere "pussy control caldiiir, noolursian" die edepsizlik etmemiz disinda bi yamugum(uz) olmadi zannimca. Herifcioglu da "yok artik ben bunu isteyemem, ayip" die  salvo yaptikca biz "lan olm, utanma be noolcak git sole calsinlar, ayip mi var?" die yuklendikce yuklendik. Ta ki abiler biz ikinci notu vermeden sarkiyi calmaya baslayana kadar. Sahnede ki abilere caldirmak demisken:
Mekan iki kuyruklu piyano, bi davul set ve bi de basstan ibaret. 3 abi devir teslim seklinde 50lerden bu yana hemen hemen herseyi caliolar, tek yapman gereken masa uzerinde kucuk kaatlara istediin sarkinin adini yazdirman. Sali gunleri de "birthday tuesday" olduundan, doomgunu cocuklarina icki beles! 3 saatte amerikan rocknroll, 80ler pop-rock ve bir iki 90lar gereksizlii ve hiphop'i hazmedip mekandan ciktik. Lil'sista'nin butun istedii sarkilar calinip benimkiler calinmayinca ben biraz bozuk attim ama "istek notun bende, sakliicam" die cebe attiim notta sole yaziodu "Pussy Control: Do it to it, you know you want it!.." o kadar da little bi sister deil mi ne, bana dokunmaz...sizi bilmem.
Asagida sira ile calinmayan parcalarim ve pussy control var. Prince abimizin (o da biizm mahallenin cocugu, minneapolisli eet) orjinali deil, mecburen cover ile idare edelim.  



Apr 5, 2009

bunu tisorte basalim - part 2

"golgesinin arkasina saklanan lil'sista ve immigrant punk," CA, Columbia: 2009.
her zaman ki gibi haber vermeden arakladim, ama meslek etigi acisindan alinti yapiyorum.

Apr 4, 2009

hey, little sister...

Ih-ih bole olmaz ki little sister! bana derdini, tasani, hayati, neden yalniz yasadigini 7 saat boyunca anlatip hic bisey olmamis gibi yolumuza devam edemeyiz. Ki ben seni alemin aazina sican, kizgin, bildiini okuyan femme fatale zannerken, hele isin icine bir de yesil olduklarina nihayet kanaat getirdiim o gozleri, konusurken biri kalkan kasi, kenarlari etli ust dudagi eklersek o is hic olmaz. 
halbu ki pek salakca ve masum baslamis bi gundu. ciftlige gidip yeni dogmus keciyi, domuzu sevdik -- ki bunlar insana gicik, kirilgan bunye emareleriydi nazarimda. minnesotalilarla alay ettik (hat hudud ve uslup bilerek, biliyorum ki sen de minnesotalisin). kucuk cocuklari kosede sikistirip, makas aldik. ama iste benimle sohbete girmiicektin little sister! nooldu? karsilikli olarak maymun ettik birbirimizi. ben lumberjack olmadim, olmiicam; sen de little sister'sin iste.
gocmensem gunahim ne be?! ben bildiim gibi oynadigim zaman bu oyunu, karsimdan her zaman her zaman benzer gizli-pozitif tepkiyi aliyorsam, UN'den plaket isterim utanmadan. evrensellik musabaka ise iste ben bugun alkis almis bulunuyorum beseriyetten yaptigim, sizin gozunuze hos gelen ama beni duvardan duvara vuran hareketlerimle. Itiraz etmeyin iki saniye...etseniz de size girisemeyecek kadar paralize olmus durumdayim, ki bu bizi sarkimiza pek sahane baglar. naaptin be little sister, saklanmasaydin keske golgende...
Muzikon islemedi dailymotionliicaz mecburen

Apr 2, 2009

bi gelsen


ben sadece ilk adimlari atiyorum ki. gocmenim ya, egzotik falan...olmaz mi? dinliorum olm seni... niye ole diosun ya, walla istiyorum. dalga gectiim falan yok. yok olm kendi dedi, gidelim dedi...bi yarin olsun...bakalim ne diicek

Apr 1, 2009

neuroscience, valium, vicodin...part3-finale


yukardaki gozler o gozler, sizi cakallar!
uyku cana can katti, tabi "better living through chemistry" feylosofisinin kritik noktasi karacigeri bu yolda kurban vermemektir. uyku uzerine ispanak sufle, bol yogurt. kaavalti da yulafezmesi ile kahve caktim mi ayni gazla haftasonu da aradan cikar. bak asagiya, bir onceki posta sarki ekledim, bundan gayri musikiyle costurma niyetindeyim tayerane bedenlerimizi...