Jan 23, 2010

in capital we trust


hem de dibine kadar guvenioruz. finansal, kulturel ya da sembolik ne bicimiyle olursa olsun kapitalizmin gucune inancim sonsuz. burokrasi ile son maceramdan soora gozumu kirpmadan yeni sozlesmeye bastim imzayi! kagit uzerinde sektorum "egitim" is yerim "okul." bilmem solememe gerek var mi, ama yeni kitada bu ikisi kapitalist lugatin yatirim kalemleri arasinda. dolayisiyla eski sosyal demokrat gelenekten gelenler ile kendine solcu diyen arkadaslarin naiflikleri ve idealistliklerine burada yer yok! sen ne kadar yatiracaksin, karsiligin da sirket (okul) ne kadar kar edecek, mesele bu.
etrafta haliyle universiteyi degistirme, donusturme lafi eden arkadaslar var. hatta itiraf edeyim ben de bi ara yanilgiya dusup bu guruhta yer aldim. yolunuz yol diil gencler! birincisi, bu kurum (universite) katolik kilisesinden soora dunyanin en eski ikinci kurum sistemi. ikincisi, adorno ve horkheimer dallamalarindan sonra radikal dusunceyi evcillestiren yer universite. gunduz terzilik yapayim, aksam kuram yazayim yok ole yagma! kuram yazicaksan, gel sana masa, ofis, kutuphane tahsis edelim bizim icin yaz. ucuncusu, 19yy.de sanayi fabrikasi ne ise, su anda universite o. kapitalin en onemli yatirim kaleminin uretildi yer, bilgi lan iste.
isi kabul sureci ile saci kisa tutma, her gune 7de dus ile baslamam arasinda dogrudan bir baalanti var. hayatimi artik alman disiplini belirliyor. sakal da gitti. utanmasam waffen-ss kiyafetleri ile acicam yeni ofisin kapisini hergun. eskiden "yaptiim isi nasil radikallestiririm" gibi sacma sapan hayallere yelken acmis iken artik universitede calismaya terzilik gibi yaklasiyorum: son derece is odakli, titiz ve mesafeli. evet, "mesafeli" kilit kavram. kendimi ise komple teslim etmis durumdayim. yabancilasma hissini artiracak herseye hemen evet diyorum, insani yaklasimlardan ve duygusalliktan ne kadar uzaklasirsam o kadar uretken olduumu kabul etmis durumdayim. "universite halktan cok kopuk yea, filistinle dayanasalim" die aalayan zihniyetin kendisinin halktan (ve tabi filistinden) kokune kadar kopuk olduunu farketmem de bu esnaya denk geldi, ne kadar mekanik ve yabancilasmis isen o halk dediin artik ne ise ona o kadar yaklasiomussun meger. ne kadar muthis di mi? ben de adorno 68li sozde ogrenci isyancilarina "bi sittirin gidin lan, gelmeyin buraya" dedi die kizanlardandim ama simdi abinin meramini anliyor gibiyim.
dolayisiyla o her gun ise giderken otobus ya da metroda etrafa bos bakan, standart sacli ve kilik kiyafetli, kalabaliin parcasi olan insanlardan biri oldum. bu yeni kiligimdan da son derece memnunum , cunku onceki halimin de bi kilik olduunu gormemi sagladi.
ha hemen atip tutmaya baslamayin! bu kapitalist konformizmim gercek bi radikal donuse sebebiyet vericek sozlesme bittii anda. gelinim sana maori dovmeleri ve mohawk sac diim, kizim sen anla!
dip not: surdan hizlica pratik yapmaya baslayayin! hele o mcdonalds oyunu ne muhtesem! bos isler eski bakanina da tesekkuru borc bilelim bu hazine ile bizi tanistirdii icin.

Jan 18, 2010

bureaucraphobia prevails

ben de bureaucraphobia var, uzulerek belirtiorum. O ahkam kesmelerim, askerle testis gecmelerim, polisten tiksinti duymalarim her hangi bir burokratik mekanizma karsisinda zerre calismadii gibi beni gozlerine kamyon fari tutulmus bi tavsan gibi yapiverir. Ole panikten kalakalirim. Aci ama gercek. hayatimdaki en buyuk korkumdur herhangi bir burokratik islemin icine suruklenmek. Nedeni de burokrasi denen hayvanin (makine demiorum bak) hemen her orneginde "akildisi" olmasidir. bir sonraki adimi hesaplanamaz, dahasi sen beklentilerini ne kadar karsilamaya calisirsan o kadar sicarsin. butun o ciddiyeti, teknik havalari bu akildisi isleyisini ortbas etmek icindir. bolesine bassiz, sekilsiz ve semalsiz bi hayvan ile nasil mucadele edilir ki? Isin ilginci dunyanin yuzde doksaninin Weber abimizi kicindan anlamis olmasidir. Kendisi "oh rasyonel burokrasi ne yahsi" dememis, aksine "la olm bu burokrasinin rasyonel ayaklarina yatmasi ne akildisi bea" die inim inim inlemistir! Kafka'nin abisidir resmen.
Is degistirme ile alakali ecnebinin tabiri ile bir kisim "kaat isi" ile yuzgoz olmak zorunda kaldim gecen hafta. Herseyin takvimin bir yil oncesinden belli olduu bi cografyada sozlesmem, sozlesme imzalama tarihinin son gununde ulastirildi bana! saatler kala belgelerimi "anakara guvenlik dairesi"ne yolladim ki illegal bi is yapmamis olayim. nefes kesildi hali ile.
cunku ha bire unutuorum ki burokrasi denen hayvan ile basetmenin tek yolu onun gibi davranmak: akildisi hareket, halk dili ile, isleri savsaklamak meramim.
herkese abd vizesi peynirekmek gibi daatilirken "seni bi 30gun incelicez bakalim ne ayaksin" cekip vizemi uzerinde yannis dogumgunu ile ulastirdilar bana. o tarih bu tarih uzerinde yannis bilgiler olan vize ile girip cikiorum bu ulkeye. kili kirk yaran "anakara guvenlik dairesi"nin umurunda bile diil, kimse "nooluor hemserim" demedi.
Ilk senemde 3 sinifa derse girmisim, bana ikinci senemde SPEAK testi alicaksin dediler. e bi sene girdim anlattim, bak degerlendirme formlarim elinde, kimseden bi sikayet yok, toelf denen zerzavatin testofspokienenglish kismindan puanimi almisim, e manyak misin be hayvan?! almadim testi. kaat ustunde ders anlatmaya "dilim donmuo" yani su an. ha bu testi alan arkadasa nooldu, bi sene surundu dil merkezinde. ben ise tam zamanli "teaching specialist" oldum.
ama iste hafiza-i beserin nisyan ile malul olma meselisi; bu taktigi her zaman unutup burokratik bisey karsima ciktiinda feci afalliorum. bu panik havasini daatmak sart...

Jan 12, 2010

welcome back home...

...dedi polis pasaport kontrolunden gectikten soora. "home" dedi... TC'de iken 1-2 kere "eve donunce..." gibi laflar sarf ettiimde anne-anaane-teyze ucgeninden paparalara maruz kaldiydim. Istanbuldaki polis "nie geldin ki la anjuk" bakisi ile pasaportu damgaladiydi; maasi, isyuku ve potansiyel altsinif uyesi olduu icin haksiz da bi tepki diildi. Amerikan icermecilii (inclusiveness, bole kulllaniliodur herhal) garip vesselam.

Gumrege sokmadilar, hayir cantayi x-ray'den dahi gecirmediler. belki yekurkumye potansiyelinden emin olduum yunkasmir kirmasi taze alinmisdenizci parkasi ise yaradi, kim bilir? bu parkadan gayri TC'den geriye ne kaldi, soole bi bakalim:
-ulke hizla fasistlesio. edirne, erzurum'da linc manisa selendi'de alenen tehcir yasandi. fasist eylem ve demeclerin fasist niteliini dillendirdiniz vakit eylem/demec sahibinin incinmesi, "baa fasist dedi, ohuohu" die zirlamasi TC'ye has diil neo-fasizmin karakteridir. bu esnada aile fertlerimin (biz de aile gepgenis bi muessese 3kusak bi arada) yaklasik 30 yil sonra "fasist"i kufur olarak tekrar kullanamaya baslamalari bi acidan teselli oldu.
-cocukluumun durustluk timsali uzak kuzenin trilyonluk vurgunlara imza attiini oorenmem.
-beraber buyuduum 2 uzak kuzenle biraraya gelince yaslandiimizi fark etmemiz. benim onlarla ilgili hatirladiim sey igneli tuf-tuf ile kedi avlama sadistliimizden tatmin olmayip, pazarin olduu gun catidan etli teyzelerin kabalarini hedef almaya isi vardirmalariydi. onlar bunu hatirlamazken , benim onlarin "aga bizim elimizde sapan varken, senin elinde kitap vardi" israrini hatirlamamam.
-dogdumuz sehirde olemiicek olusumuz gercegi. su dallamaya referensla.
-insana en yakin canlinin bukalemun olduu. sutas ayrana verdiim ilk tepkim "bu ne ya bu kadar yaali, nie deistirdiler ki bunu" uzerine esrafin afallamasi, benim damak aliskanliinin bu kadar hizli degismesine afallamam.
-antalyaspor atkisi, TAMU EVET LAN!
-bi kisim guzel muzik ve film.