Mar 15, 2010

double agent

Sattiklari emeklerinin kendilerine para olarak donmesini seytanin isi sayan bolivya yerlileri taniyorum... yine de bu isi yapiolar, korka korka da olsa yapiorlar. Bizden daha fazla durust ve vicdanli olduklari malum, her ne kadar biz onlara salak koyluler muamelesi yapsak da.
Yeni ise sirf para icin soyunduumu zaten soyledim. seytanla sozlesme imzaladim, ruhu biraktim... hafifledim yani bi anlamda. Ama arkadas siki pazarlikci cikti, yuzumu de aldi. simdi burda kelime oyunu yaptiimi falan zannedenlerin analarina sovulmekte... ise basladiimin haftasi "Bell's Palsy" die tabir edilen, bizim yuz felci dediimiz hastaliktan gecirdim. 10 gun kadar yuzumun sag tarafinin kismi kontrolu bende diildi. Ilk basta biraz icerledim ama soora hosuma bile gitmeye basladi. Tek sorun kapanmadii icin kuruyan sag gozumdu, bantlayip uyumak zorunda kaldim. yuzumun iki yani arasindaki ifade farki ortaya cikmasin die donuk bi ifadeyle dolastim bu sure zarfinda. Tedavi icin verilen steroid etkisi ile al yanakli bir finli edasi ile mesai yaptim. Ictiim sivilari aazimda tutamadim, gulerken aazimi elimle kapattim ve aynanin karsinda kendimi izledim. alenen bir two-face olarak yasadim bi 10gun kadar.
Alayimiz buna tesaduf diyecektir...ama iste ole diil. Tipki kredi karti limitimin ve maasimin cok katli 4 haneli rakamlara ulasmasi ile bircok yardim kurulusundan bagis mektuplari almamin ayni zamana denk gelmesinin tesaduf olmamasi gibi. Hadi ruhunu satmak bir nebze de olsa kisisel bir tercih icerio, bedellerine katlanirsin katlanmazsin o senin, benim biliceimiz is. Ama ikinci tesaduf alenen mide bulandirici. Kisaca "digerlerini ancak paran varsa dusunebilirsin" demek, vicdan hesaplanabilir/yatirim yapilabilir bisey demek. Yani vicdan artik bir sucluluk hissi diil demek. Bu vicdanli olmanin sinirlari kadar, topumuzun vicdansizlastiini da belgeler bisey.
Benim kendimi satmam ile yuz felci gecirmemin ayni zamana denk gelmesi ne kadar tesaduf ise, donuk suratli calisanlarin artmasi ile vicdansizliin kol gezmesinin ayni zamanlara denk gelmesi de o kadar tesaduftur.
tevekkeli diil adi bile coktan vicdan "muhasebesi" olmus. vicdanin hesabi? artik oluyor iste. bize dusen two-face gibi ikiyuzluluumuzu kabul edecek ya da o salak bolivyali koyluler gibi seytana calistiimiza inanacak kadar durust olmaktir belki de. su dakkadan sonra en vicdanli hareket budur...
Ozetle durust olmak ikiyuzlu, vicdanli olmak ise kendine acimamak ile mumkundur.

Mar 8, 2010

March 8: s/he is lost


Muzik benim dinim...bu cihad yolunda vatani, sevdiklerimi falan tanimam, satarim. o derece ciddiyimdir. Ki bir aydir kafamda olan seyleri not aliyorum ki konseptuel biseyler karalayayim die. Fakat gunlerce su icmemisin cani su cekmis gibi canim bir kisim notalari cekiyor. Sonra o notalar, bir kisim olaylari canlandiriyor, soora 8 Mart...
Asagidaki klipteki abimiz Bertrant Cantat, Noir Desir'in yakisiklisi vardi ya hani o iste. Alenen anarko-komunismin bayraktarliini yapan, yaptii isi de duzgun yapan insanlardan biriydi (bu ikisinin bir aradaliina olan inancim gun gectikce azalmakta da). Pro-feminist soylemleri de yerindeydi. Aileden oyuncu Marie Trintignant'in manitasiydi. Noir Desir'e ne oldu diye merak edenlerin, bu meraklari klipten sonra bastirilicak...

2003'de Vilnius'ta filmi cekimi icin bulunan Marie'nin cep telefonunda eski erkek arkadasinin mesajlarini gorup sinirlendi, Bertrant. Otel odalarindaki kavga esnasinda Marie'nin kafasini zemine birden fazla kez vurarak cerebral traumaya bagli olarak olmesine sebebiyet verdi. Bertrant su an hapiste...
Dans les yeux des femmes, he is lost and now stranded, yes.
8 Mart Dunya Kadinlar gununuz kutlu olsun... 2003'ten bu yana kutlayabiliorsaniz tabi ki.

sovyetler birliini cok ozluyorum-2

sovyetler birliini cok ozluyorum