Dec 31, 2008

Tukatukatukatuka jinjinjiaan, oeaaarrrggghhh!


Iyisiniz sizi gene dertten kurtariyorum, aslinda etegimdeki taslardan da kurtuluyorum bi yandan. Mesele: Grindcore!!!
Hemen High Fidelity'de sahane rol kesmesi Rob Gordon uzerinden John Cusack'a baglaniyoruz:
"What came first, the music or the misery?.. Nobody worries about kids listening to thousands, literally thousands of songs about heartbreak, rejection, pain, misery and loss. Did I listen to pop music because I was miserable? Or was I miserable because I listened to pop music."
Kisa bi tanim alalim: [Napalm Death's] songs address a variety of anarchist concerns, in the tradition of anarcho-punk. These themes include anti-racism, feminism, anti-militarism, and anti-capitalism. Other grindcore groups, such as Carcass, have expressed disgust with the body, and are famous for their vegetarianism. Carcass' work is sometimes identified as the origin of the goregrind style, which is devoted to these bodily themes..."
Iki alintiyi birbiri ile harmanlamak sizin isiniz...ama "grindcore dinlediim icin mi boyleyim yoksa boyle oldugum icin mi grindcore dinliyorum" sorusunu kendimi milyon kere sordugumu soyleyeyim de iciniz rahat etsin. Hemen ekleyeyim, tanimlamadan gaza gelip "su politik janra bi de ben kulak kabartayim" diyenleri evvelden uyarayim, "bu ne layn?!?" deyip kapima gelmeyin. Evvela asagidaki yasanmis dialoglari hatim edin:
anne: -- mutfak robotunu mu calistirdin, milkshake mi yapisoun?
oolan: -- yok, ya musigin sesi acik, muzik bu, grindcore...
anne: muzik?!

manita: sonra ben dedim ki "onunla beraber olmaya karar verdim, cunku o farkli. ne dediimi anlamak istiyosan Nasum [Isvecli grindcore grubu] diye grup var onu dinle."
seven: e o ne dedi?
manita: ne diicek..."dedigin grubu dinledim, sozleri abuk sabuk, karamsar, dunyanin yok olusundan bahsediyorlar, sadece  1 dakka dayanabildim...yaptiklarina muzik mi diyorlar bi de?!"
seven:eee, bak sen...
manita: ben de dedim ki, "iste tam bu dediklerinden dolayi seni degil onu tercih ettim, hic grindcore dinlemiyor olsam bile."
seven: hahh (gururlu grindcorecu pozu)

seven: abi soora nasumun o albumu bence durusu ile muzigi ile...isvec siyasetini yerinden oynatmistir nazarimda...
manita:??
sevenin kankasi: iyi de grubun esas oolani polonya gocmeni, polonya grind scene'ine cevap gibi. Isvecten grindcore un krali cikar dercesine.
seven: davulcu pur punk ama, str8-edge imis bi de
manita:??@!?
sevenin kankasi: sasmam...
manita: hahaha, dediklerinizden bisey anlamiyorum ama bu dinlediginiz seyler bence asmis...cok kuulsunuz.
seven ve kankasi:nasil?
Resim'deki duvar yazisi sexist...biliyorum. Kusuruma bakmayin, lakin TC'de nazi oldugunu dusunen mercimek beyinliler mevcut ne yazik ki, cok sukur ki onlara cevap verecek grindcorecular da.

Dec 30, 2008

Anarchy in the US christmas dinner

Grindcore davulcusu bi arkadasim var (yahu hala "grindcore neydi" die soruo musunuz?!), turnedeyken sevdigimiz saydigimiz abdli anarsist grup olan Phobia elemanlariyla hos bes etmis. Artik nerden kapti ise nemi " yok aga amerikalidan anarsist olmaz" diye yakiniverdi idi.
En son "aman bu gocmen yalniz kalmasin" kaygilari ile yapilan davetleri elimin tersi ile bi kenara itip, bolumden arkadasimin (arkadas diorum bak, minnesota yerlisi...yerli derken beyaz. iyi minnesotalilar tadindan yenmeyecek insanlar gercekten) kizkardesinin evindeki yemege istirak etmeye karar verdigimi soylemistim. Sebep? bir elemani seviyorum, iki kiz kardes ve manitasi kentimizin guzide kooperatifi Seward'da calisiyorlar (eskiden turkiye'de de vardi bunlardan, ordan alisveris yapardik biz. ben kuzenime birak kooperatifi, televizyonlarin kumandasi yoktu desem adam ona bile zor inanir...). ne demek bu? sahane home-grown yemek, nitelikli sohbet falan. Hakkatten de ole cikti. sayet dakka bir gol bir mutfakta anne (anne de orda evet) tarafindan sorguya alindigim esnada kibarlik olsun die "bu da benim ilk noelim, allah tamamina erdirsin insallah" minvalinden biseyler yumurtladim. Anne "neden musluman oldugun icin mi kutlamadin daa once" die sorunca "ne alakasi var, teyze, musluman diilim ki" dedim haliyle:
--e, hiristiyan?
--yok o da diil?
--no faith, at all?
--no faith, faith no more! (virgulden sonrasini soylemedim ama soylesem sahane olurdu)
biraz gec oldu tabi noel sofrasindaki patavasatsizlik yaptigimi idrak etmem. o anda, buz dolabinin kapagindaki Che magneti ile bakisip manita Tim le gulumsedik. 
Peki amerikalilardan anarsist olur mu olmaz mi? Tarih ole soylemiyor tabi ki: Hay Market, Sacco ve Vanzetti, Goldman ve Berkman varken bole laf edeni boston'da taslarlar. Ama simdi sol acik mahalle'de ev, iyi universitelerden diplomalar varken kooperatifte calismak, yerel ureticileri desteklemek, saglikli gidayi uygun fiyata satan aracida sendikali calismak gibi ayakta alkislanacak bir idealizm var ortada. Ama o noel sofrasi hazirlanirken, "a o da organik diil ki kuzum," gibi bi laf mutfakta cinladi ya, benim icim ciz etti...yani mesele donup dolasip tuketim kaliplari ile kimin ne olduguna kitlenirse, Seward'da oturmak, efendim Kooperatifte calismak bi anda anlamini yitiriyor. Ben orda alternatif kultur kokusu alirim hemen, ki topuklayip kacmama sebep olur.  zannimca amerika'da anti-merkezci, ucundan anarsik her hareketin her daim alt-kultur/alternatif tuketim olma tehlikesi var. cunku ne kadar reddiye icerse de beslendigi cografya belli.
Lakin beni tek tek kucaklayarak evime yolcu ettiniz ya my fellow minnesotans, o da yeter. amerikan alicenapligi bana simdilik umut isigi verio sanirim. 

Dec 25, 2008

Erkegin vucuduyla imtihani!


Fitness salonu macerasina atilanlar beri gelsin, lafim onlara: isin icinde bariz bir homo erotizm yok mu? -- ustelik "tarihsel erkekligin asinma problemine" tekabul eden -- buyuk laf ediyorum dikkatinizi cekerim. bence tarihsel bi ana denk geldik; tamam bi endustri var, artik sadece kadin diil erkek vucudunu da erotize edip pazarlamaya giristi. diger taraftan escinsel hareketin yukselisi de var. ama is sadece bu ikisinden ibaret degil, asinan bir erkek iktidari mevzu bahis, yannis anlasilmasin "cinsiyetler arasinda esitlik de ilerleme oldu, fiyu!" diicek kadar safdil diilim ama "erkek olmanin konturlarinin daha fazla cizilmesi gerek kardeslerim (brothas)" dien bi ses dolasiyor etrafta. ama bu konturu cizmek icin elimizde birtek vucudlar mi kaldi be biraderler? 
ole celiskili bir yumak ki, bu konturlari cizmeye dair her hamle girisimi (fitnessdir, zartur zurttir.. maskuliniteye referans veren baska seyleri de siz ekleyin be annem) yaptigi isin farkinda...farkinda oldukca daha da kasiyor, daha da maskulen olmaya calisiyor. bole bi "dead circle" ki akar gider.
bi de erkeklerin bi arada vucudlari ve cinselliklerine yatirim yaptiklari ortamlar, pek bi komik sahneler ihtiva ediyor: fitness salonunda birbirine yardim edenler, gizlice birbirini seyredenler,  Turbonegro tayfi cok yasasin, aynen dedikleri gibi: "o kadar terli yari ciplak adam kuliste bi arada...ehem," rockstarlar, bi de sporcularin kucaklasmalari opusmeleri. lan hani bu isler en erkek enn delikanli ortamlardi!?! yemeyin beni, bu ortamlar homoerotizmin zirve yaptigi mekanlar. bu hepimiz tarafindan ole iyi biliniyor ki, feci tirsip "aman abi, ya ibne olursam?" die ver kendini dumbell'a, yat bench pressin altina! yerler mi, yemezler...
bilin ki hemcinslerim (heteroseksuel olanlari tabi), bu kadar cok maskulen olmaya calismamiz sadece sunlara delalet: 1) tarihsel anlamda erkeklik asiniyor, bunun bi cok boyutu var, beni ugrastirmayin simdi 2) onun icin sefilce "nnne kadarr da erkekim, baaak" imasi verecek herseyi ustumuzde yapmaya, tasimaya haziriz, elimizde bi tek ficutlarimiz kaldi cunku (bu cunku 15 yasinda disi cadde teenageri tonlamasiyla okunsun)! 3) sinsice hepimiz icimizdeki korkunun farkindayiz "ya hepimiz gizli gay isek?!" bu belli olmasin die yapmicagimiz maymunluk yok di mi, ama sansa bakin bi bu maymunluklarimiz bu korkumuzu bastirmak bir yana aksine hatirlatiyor.
Bi maskulen sporlar, bi fitness, bi rocknroll bu maymunluklarin sahidir kizkardeslerim. aptal olanlariniza ozet geceyim (ne yazik ki onlar aramizda): bi erkek ne kadar maskulen gozukmeye calisiyorsa, bilin ki "inner gay" o kadar kuvvetli zuhur etmektedir icerden icerden.
sonuc, kadinlar bu korkumuzun resmen kokusunu alicak kadar akillilar. Onun icin, it is kinda too late for ya brotha, der...bicepste agirlik artirmaya salona kacarim...optum gamzelerinizden (ordan diil lan!) 

Latissimus dorsi yahut alternatif christmas


Aslinda takriben 3 hafta once bu yili" Yunan Christmasi" ilan etmis, isyan bayragini cekmistim. keza formasyonu kuccukten almadigim icin "kafami dinlerim, oh mis!" muamelisi cekicektim noele. lakin uyari tez elden geldi, "umm (gocmeni bilmedigi amerikan toresi hakkinda uyarma tonuyla) genelde kimse christmasi yalniz kutlamaz, ve bir amerikalinin en korktugu sey christmas da tek basina kalmaktir." iyi peki, my fellow americans o zaman aldigim davetlerden birine icabet ederim, nedir ki...
noel arifesi demek ortadan yukariya (sinif baabinda) butun beyazlarin bi yerlere kacmasi demek...yani sehir bugun sinif arkadasimlarim ve benim! sinif arkadasim derken gocmenler, white trash, ve alt sinif siyahlar... atimizi kosturabiliriz...peki ya fitness? bu meseleye detayi ile soora giriciim...
bugun latissimus dorsi calisacaktim, mahallede kanat diye bilinen kaslar...noel arifesi salon bos olur, kanat heyecanimi maymun misali aletten alete atlayarak cikabilirim diye dusunmeliyim degil mi? degil iste! yahu hani ben gocmendim, hani ben noeli yalniz kutlama tehlikesi ile karsi karsiya idim?! Salon dolu, ama herkeste bi yere bakmalar bir huzun ile cardio kasmalar..."noel arifesinde salona gelecek kadar yalniz ve sefilim" dudak titretmeleri...boylece (abuk sabuk saatlarde calisan) gocmence bi eglencem olacak olan noel arifesinde gym'de erkekcilik oynama hevisim resmen uctu gitti.
e o zaman ben de en gocmen muhitin (Lake Street) tekelcisine giderim (burda liquor store). fiyu! tramvaydaki 2beyazdan biriyim, digeri etrafa saskaloz bakislar atan bir noel seyyahi havaalanindan gelmekte. Sadece tekelci diil, etrafindaki fastfood mekanlari bile societally discarded (ama socially attractive) tiplerle dolu. celiskili musteri profilimi mekandaki en pahali biradan (McEwans Scotch Ale) alarak cilalamis oldum. sabahki keyfimin icine edilmesi sayilmazsa, herkesin evde oldugu saatte (minneapoliste noel arifesinde saat 5ten bahsediyorum) tekelciyi tavaf etmek, otobusle seyahat etmek, bilmedigi adresleri tarif etmeye calismak gibi gocmence butun hareketleri yapmanin dayanilmaz huzuru ile noel mekanina aktim. 
ehliyetsiz araba kullanma (hem de Fargo izledikten soora ve gece), noel sofrasinda "ben imansizim" gibi gocmen pervassizliklarina sonra giriciim. gerisi nasi olsa gelir...

 

Dec 7, 2008

gol kafamla gelen suttur/ goal is a header shoot


bastirgocmenpunk pek yakinda basliyor!
forzaimmigrantpunk comin' atch ya!