Jan 7, 2009

Anthropos/Misanthropos


Gecenlerde burda birine soyledim, o da itiraz etti; ama ben galiba gercekten misantropikim! insan-korkusu diyeyim basitce, ya da insanlara guvenememe. Yillar once ilk zikrettigimde, tabi o zaman memlekette karanlik, gloomy ekseriyetle Norvec menseili metal muziklere bu ad yakistirildigindan, misantropik olmak degil de gozukmek icin somurtkan rolleri kesmek falan gerekiyordu, o zamanki bi arkadas da "ne alakasi var sen misantropik falan degilsin" demisti.
Ama mesele bu kadar basit degil, cunku kime sorsam "cheerful"dan baslayip aklimin almayacagi nice cevaplar aliyorum (evet yahu insanlara soruyorum "nasilim?" diye). Galiba insanlara tahammul edemedigimi kendime itaraf edebilmem beni sosyal yapiyor. Ya da bu misantropik olma haleti ruhuyem  zannettigimden o kadar fazla ki bastirmak icin "sosyal," "guleryuzlu," "tolerasanli" bi adam (philanthropic?) oluyorum. "Gibi davraniyorum"  demiyorum, bakiniz, oluyorum diyorum -- oyleyim de. Iste bu yuzden "herkesin yuzunde maske var; bu yuzler, bu gulusler sahte!" hezayanlari sacma! Gercek yahut samimi biz yok...takindigimiz rollerin arkasi bos. Biz ancak bu roller uzerinden sosyallesiyoruz, rol yapmasak gercek olsak (harbi misantropik) simdiye kadar en azindan benim bi suru lesim olurdu.
Bence ilkel toplumlar bu meseleyi super kavramislar: cunku hala maske kullaniyorlar: Bilmem hic dikkat ettiniz mi, grotesk, korkunc gulunc olmayan siradan bir maskeye denk geldiniz mi hic. Yok; olmaz da zaten cunku burda mesele "icerde biz hayvaniz, koyversek birbirimizi cig cig yeriz" i itiraf edecek kadar durust olmakta yatiyor.
Ulan acaba diyorum, antropolojiye sarmam da bunla mi alakali. Bu amerikan formal meraki var ya "ehem neden bu programi sectin" diye soran hani...aslinda umrunda degil neden ne halt yedigin, sadece gorev icabi soruyor tabi. ama birine artik ben "aga ben insanlardan tiksiniyorum, bunun icin de antropoloji doktorasi yapiyorum" diye patlativermisim, misantropik/filantropik bicak sirti dengesidir falan diye yumurtlarken masadan ucuverdi bizimki. Bi de her okulun (ecole be annem a la francais), her jenrin founding father 'ina (sexism starts with the language, I know) bi bakin kesin asiri bir tiptir. antropolojinin de klasiklerine sardim bu ara, yahu bi tane insan canlisi adam cikmaz mi aralarindan?! bi de bunlar "insanlari" calisiolar. Ama cozebildigim kadariyla, hepsi dertli meseleli tipler ve yerlilerle kontaklarindan "o ilkelleri" calismaktan nefret ede ede sahaya gitmisler. Belki de dertlerinden kacmak icin, ama "ilkel ve kabile merkezli kulturleri inceleyecegim" ayagina yatip gittikleri o sahalarda hizaya gelmisler...bi sekilde oz-terapi eylemisler. 
Diyecegim sudur, etrafimizda insanlardan sakinan, hani ariza tipler varsa, onlardan seri katil olmaz, onlara sarilalim. Hic dikkat ettiniz mi ne zaman bi seri katil ifsa olsa, ya da biri cinnet gecirip es, baci, cocuk dograsa, komsulardan biri "yahu, gayet sakin, tertipli, duzenli, ailesine bagli adamdi" diye demec verir. O sakin yahut serce nesesiyle gezenlerden korkmaliyiz eger misantropik olduklarini itiraf etmiyorlarsa. Ya da soyle bi test vardir ki hep ise yarar: kendinizi zor bi duruma sokun, gorun bakin etrafinizda gezen kumrucuklar kacacaktir ilk. Ama ariza bildiginiz insan gelip "Canimmm sen haklisin, uzme kendini" demez; sen sorununla bogurken, aksine "olm var ya sen bunu bunu yanlis yapiosun salak" diye yuzune saklativerir. Senin de aklin basina gelir, meseleyi yakalamaya calisirsin en azindan.
Unutmayalim ki Hitler de cok duygusal bi adamdi (hehe AnalCunt evet), tek bi kadini olesiye sevdi, et yemeyecek kadar hayvan delisiydi, doga asigiydi. E peki hangisi gercek Hitler: ikisi de! kendine "olm ben manyagim, bildigin manyagim lan" deseydi, olmazdi belki toplama kamplari, kim bilir? 


No comments: