bu danisman onemli mesele...neden dersen, doktora bi kere cirakliktan ote bisey diil. e haliyle ustan ii ise, sen de kenarindan kosesinden bisey kaparsin. dogrudur, adam/kadin isinin ehli mi bakmak lazim, ki sana da el versin sanatinda. ama "kariyerist" isen ve danismanini ona gore secmek gibi bi eblehlige kalkistiysan iste orda sictin. danisman dediin, seninle ne kadar duzgun iliski kurabilio ona gore secilmeli, beraber yemek yediiniz yerde garson'a tavrindan bile danismanindan cacik olup olmayacagina karar verebilirsin.
buraya gelmeden once tanidiim bi adam diildi. aslen guney koreli, 20 yildir yeni kitada yasio. japon, bilhassa yakuza isadamlarina benzio. bi vukuati olmus ki yuzunde kocaman bi facasi var. daha hic kot giydiini gormedim, dedim ya yakuza ve pep guardiola arasi bi cizgisi var. siki takipcisim, nasi kilik kiyafet secilir onu bile anlatir. hayatimda ilk kez bi erkege "ayakkabilarina hasta oldum" dememe sebeb olmustur. Durusunda hep gormus gecirmislik ile her an ariza cikarabilirmislik arasi bi gerginlik tasir. katolik okulundan terk, papaz olmak uzere iken cuntaci bi babanin oglu olduu icin ulkeyi terk edip buraya felsefe okumaya gelmis biri. 17 yasinda evlenip 35 yasinda bosanmis. ideali sofor olmakmis. kelli fellilerin olduu bi toplantida "soforum, bos zamanlarimda da bu bolumde takilip ders falan veriorum, heidegger okumayi seviorum" diicek kadar kendisini alaya alabilen bi adam.
"canim sikkin" dediinde "gel arabayla dolasalim" diicek, bi sonraki rastlasmaniz da "e simdi nasilsin" die can sikintini kendine mesele yapacak kadar akademik safsatalari hayatinin ilk mecrasi haline getirmeyen bi insan. meslekdaslari yuzbinlik evlere mortgage baalarken, bi goz evinde kirada oturan bi yorgun ademoglu. dialoglari takip edelim, nasil nuktedan bi insan olduunu, bunu bana da ufaktan ogrettiine taniklik edelim, adi H olsun:
H: Zizek'in Siddeti yaninda mi? (Zizek yazar, Siddet de kitabinin adi)
M: yok, benim siddetim bana yetio hem. ha zizek tarzi tokat nasi atilir gibi bisey soruosan onu gostermeye calisirim.kehkeh
M:Cok basit bir soru sormustum...
M:bugun odandaki kadin kimdi? daha once de gordum, ogrenci falan mi?
H:yok sanatci, ama oto galeride satis elemani (!), minyatur pisuar calismasi hakkinda bi iki sey sormaya gelio haftada 2 kere. ne o, ilgilenio musun kendisiyle?
M:neden olmasin, guzel biri bence.
H:Onunla bicok kisi ilgilenio ama benden solemesi!
M:hohoho, rekabet kokusu aliorum...
H:hak eden kazansin.
M:ayakkabilarin sahane! nerden aldin?
H:amazon!
M:amazon'a H'nin cikolata kahvesi botlari die yazinca cikio mu hemen?
H:haha, markasini yollarim tamam.
H: Orospu cocuu, pic! (derrida'ya sovuo)
M: nooldu ya?!
H:bu kitabi benim yazmis olmam lazimdi, ona kiziorum...
M:e kitabin cikio, heyecanli misin?
H: yok ya, bilakis sakinim. nasi olsa hic okumiicaim bi kitap.
Arada bir de "bugun o professore sunusu ile ilgili oyle dedin ya, seninle gurur duydum" die mail atarsa, butun gununuzun ii gecmesini saglar ustune ustelik.
10 comments:
süper adammış vesselam :)
Ben de istiyorum lan öyle hoca. Bizimkiler ne olursa olsum akademisyen safsatasından kurtaramıyo kendini.
ulan bi de benim eskittiğim danışmanlara bak! biri farklı anabilim dalındayız senin üzerinden kazandığım helal değil diyip atmıştı beni! (ulan şimdi düşündüm de süper taktikmiş lan üzmeden defetmenin en kolay yolu)
Diğerlerinden birinde bu halimle ben ders verdim! şimdiki amca da herşeyi yalamış yutmuş NGOlaa danışmanlık yapmaya başlamış bul bulabilirse yerinde. sonra da kalkmış göt büyütme tez yaz diyo! Of gece gece sinir yaptırdın maksimovum. Ayrıcana bi akşam konuşalım benim tez olayını..
Öper kaçar yarın Belekteyim köleliğin ilk kıyağını görüyorum senin yerine bi mojito içerim artık!
mojito icmem, iceni de sevmem!
bu adamın hayranı oldum!!! Aman aman işte budur!
İçemedik zaten, köy muhtarlarımızın dertlerini dinlerken otel yönetimi tarafından kovulduk. Ne iğrenç bişeymiş bu anket işi bu arada.
buyuk raki,
milyon kere soledim sana: ya koy muhtarini otele getirmiicen ya da koyde mojito icmiicen. hic laf dinlemiosun!
valla köyde olsaydık on numara organizasyon olurdu. hem anketimizi yapar hem de en organik nane ve limonu kullanarak mojitomuzu içerdik. eki eki eki die gülme efekti veresim var ama yakıştıramadım kendime. bu arada muhtarı otele götürme fikrini yumurtlayan sayın kaymakama da İzmirlileri cahil, hatta Yozgatlılardan kötü olarak nitelendirdiği içinn burda yazamayacağım sözler söylemek istiyorum.
vakti gelmisken belirtmeden olmaz: Izmirliler Yozgatlilardan bin kat kotu imis, bunu da gormus olduk...
benim danışman cuma günü şehri koşar adım tekederken bana "bi sene sonra görüşürüz hohohohhohoo" dedi. sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Bu kadınla benim elimizden bi doktora tezi çıkmaz gibi ama hadi bakalım.
Post a Comment